Herkese Merhaba Arkadaşlar,

Güçlü,Gösterişli ve aile otomobili arayanlara Audi'nin tasarladığı özel yapım olan RS6 Avant modeli bugün bizlerle birlikte. Bizim için zaman çok değerli. Günlük işlere yetişmek de öyle kolay değil. Pek çok babaya Süreyya İzgi’nin deyimiyle bir “roket” lazım. İşte her açıdan çok güçlü bir otomobil olan Audi RS6 Avant ile Test Sürüşü yapacağız. Baba olmak zor. Her yere yetişmek gerekiyor. Eşinizi kuaföre, çocukları okula bırakıp, arada kendi işlerinizi halledip, gecikmeden hepsini toplamanız da gerekiyor. Bu arada markete uğrayıp evin alışverişini yapmanız gerekmektedir. Son anda aklınıza geldi, “Ah köpeği gezdirmiş miydim?” Bunların hepsini yetiştirmek için size roket lazım. Bugün bütün bunlar için tüm station avantajlarını sağlayan bir roket ile birlikteyiz. Ev halkının bütün gereksinimlerine yetişirken yolda size selektör yapan bir Ferrari ya da Lamborghini sürücüsü olursa ona yol vermek yerine bu otomobil ile hiper aktif günler geçirmek isteyen babalar için bu station modeli hem spor hemde aile aracıdır. Audi’nin güç gösterisi olan bu Audi Station modeli 2002’den itibaren yollarla buluştu. İlk iki jenerasyon sedan ve station olarak üretilmiştir. Tıpkı bu otomobil gibi 2013’ten itibaren çıkan üçüncü jenerasyon ise sadece Audi usulü station Avant olarak üretilmesiydi. Bu yıl yeni Audi RS6 Avant üretildi bazı kayıpları bazı artıları oldu Otomobil, Audi 560 beygirlik bir motor tasarlamıştır.

Bu kadar beygir yola Audi’nin dört tekerlekten çekiş sistemini anlatan quattro bu performansı sergiliyor. Zaten #rs6 quattro olmasa 560 beygiri yolda tutmak imkansız. İklimlere göre hava şartları değişkenlik gösterirken ama quattro performansında degişkenlik gösteremiyor. İkinci nesil RS6’dan 90 kg daha hafif olan bu otomobil, 0100 derecesini de 4.6 saniyeden 3.9 saniyeye düşürmüştür. MercedesBenz için AMG, BMW için M neyse, #audi için de RS o demek. İngilizce Racing Sport’un Almanca karşılığı RennSport, Audi modellerinin en dişli versiyonlarını ifade ediyor. RS6’nın durumu şöyle ayrı, Audi model listesinin S Class’ı S8’den bile yüksek torklu ve güçlü motora sahip olmasıdır. Motor S6, S8 ve grubun prestij markası Bentley Continental’de de yer alıyor. Ama hiçbirinde bu kadar güçlü ve agresif değil. Bu özelliği ve tabii quattro olduğundan anormal çekiş avantajları, onu sıradan bir station wagon’dan Ferrari avcısına dönüştürüyor. Zaten farkındaysanız dışarıdan görünüşü bile tekin durmuyor, tehditkar bakışları var, sağa sola korku salıyor. Ve şakası yok, gayet ciddi. Neye dayanarak? Audi’nin en ileri teknolojilerini ortaya koyduğu üstün özellikleri ortada. 4.0 litrelik twin turbolu yani ikiz turbolu FSi beslemeli V8 motoru, tarif edilir gibi değil. Aslında normal Avantlara göre biraz şişkin gövdeden söz edecektim ama önce ondan başlamış oldum. Marş düğmesine bastığınız anda tok bi ses ile çevresine cevap veriyor.

Sinirli belli, “tersim çok fenadır” diyor. Rakip modelleri tehdit edecek her şey var; üzerinde kocaman kırmızı harflerle quatto yazan agresif tasarımlı ön tampon, tahrik edici büyük jantlar, rüzgar direncini iyileştiren aerodinamik parçalar, Efendi bir babaya göre olmadığını belli eden detaylar. Otomobilin ZF üretimi otomatik vitesi, Tiptronik. Kısaca manuel de değişim yapılabilen 8 ileri vitesli otomatik şanzıman, RS6’da performansa en hazır haliyle yer alıyor. Gerçi o birçok sürücüden daha akıllı ama işte 8 tane vites koymuşlar, hakkını vereceğini düşünen hangisini isterse onu kullansın! Sürücüsüyle beraber 2 tonu aşan bu roket, gaz istediğini emir kabul ediyor ve patlamalarla bir hızlanıyor, zaman durdu sanıyorsunuz. Hız göstergesine 0 diye bakıyorsunuz, 100’ü görüyorsunuz! Sadece 3.9 saniyede! İki büyük oval egzozdan gelen V8 sesleri ortalığı inletiyor, motor devri yükseldikçe çevreye verilen rahatsızlık, pardon yayılan sesler daha da hissediliyor! Tam gazda 12 saniye gözünüzü yoldan ayırmazsanız, saniyelerle bir bakıyorsunuz 200 olmuş. Ve elektronik sınırlama iptal edilir, karayolları da emrinize açılırsa 300 km/s hızı aşmak hiç bu #araba ile mesele değil! Su gibi akıp gidiyor. Dedim ya, kadran 320’de sonlanıyor. Gaza bastıkça basasınız geliyor. 1750 d/d’den itibaren 275/35 ZR20 ebatlı dört tekerleğe birden yollanan 700 Nm ne demek biliyor musunuz? Yol, altınızdan geriye doğru çekilen halı gibi akıp gidiyor! Ta ki 5500 d/d’ye kadar. Sürekli. Gaza bastığınız sürece kesintisiz! Bir Ferrari, Maserati ya da Lamborghini sahibiyken yaşanabilecek en büyük şanssızlık, ışıklarda bu otomobille yan yana gelip yeşilin yanmasını bekliyor durumuna düşmek olsa gerek! Karizma yıkan station onlara da merhamet göstermeyecektir. Fren sistemi muazzam güzel inanamazsınız! O jantların arkasındaki koca kaliperlerin içindeki balatalar, sürücünün “kıt’a dur!” emrini vermesiyle 42 cm çapındaki hava kanalcıklı karbon seramik disklere öyle bir sarılıyor ki, RS6’nın adeta cama atılan havlu gibi durduğuna şahit oluyorsunuz! Olağanüstü gibi görünse de mecbur. Başka anlatacak birşey yok görüyorsunuz zaten.